gökkuşakları - masal
GÖKKUŞAKLARI
Bir varmış, bir yokmuş..
Bulutlar, bir ilkbahar günü toprak henüz yeni yeni ısınmaya başladığında bitkilerin çok susadığını düşünüp bu duruma bir hayli üzülüp yağmur oluşturmaya karar vermişler. Bu karar güneş için de çok mutlu bir haber olmuş çünkü bitkiler güneşi yağmurdan sonra çok severmiş: büyür; gelişir, çiçekler açarmış..
Bulutlar karar verdikleri gibi bir araya gelmişler ve başlamışlar kararmaya, şimşekler çakmaya. Uzun bir süre yağmış yağmış durmuşlar. Toprak, suya doymuş ve bunun için bulutlara teşekkür ediyormuş. Yağmurun dinmesine yakın bulutlar, birbirlerinden uzaklaşmış; güneş, o sıcacık varlığıyla ve ışığıyla, bulutların arasından görünmeye başlamış. Doğanın sevgi gösterisi birden oluşuvermiş: o, bir gökkuşağıymış.
Renkleri dünyada görülebilen en güzel renklere sahipmiş. ağaçlar, çimenler, dağlar, denizler, bulutlar, güneş... Böylesine bir güzelliğin karşısında mutlu mutlu gökkuşağını izliyorlarmış ki bir de ne görsünler! Gökkuşağının yanında bir tane daha gökkuşağı belirivermiş. Çifte gökkuşağı şöleni başlamış.
İlk çıkan gökkuşağının altında koca bir kazan altın varmış ama diğer gökkuşağının altında hiçbir şey yokmuş.. Buna üzülen gökkuşağı, hemen arkadaşına kendi altınlarından bölüşmek istediğini, onunla paylaşmak istediğini söylemiş.. Diğer gökkuşağı çok sevinmiş ve arkadaşının bu teklifini kabul etmiş.
Dünya, böylesine güzel bir arkadaşlığı izlerken birden bire doğanın içinde yürüyüş yapmaya başlamış iki arkadaş Seli ve Lili , gökkuşaklarının altında iki kazan dolusu altına rastlamış.
Seli içinden "hepsini almalıyım ve evime götürmeliyim" diye düşünürken, Lili de "bunlara benden daha çok ihtiyacı olan birisi almalı" diye düşünüyormuş.
Seli : "Bunları toplamalıyız! Bizden başkası almamalı." diyerek başlamış ceplerini, çantasını doldurmaya. Lili, altınları almak istemediğini söylemiş ve Seli'yi de uyarmış hepsini almaması konusunda ama sözünü dinletememiş.
İki arkadaş konuşurlarken olanları fark eden gökkuşaklarından biri, Seli'ye seslenmiş: "Hey! Yukarıya bak! Şimdi sen o altınların hepsini alırsan buna ihtiyacı olan diğer insanlar hiçbir şey bulamayacak." demiş.
Seli : "Evet, haklısınız güzel gökkuşağı. Ben sadece ihtiyacım olan 64 tane altını alacağım." dese de içinden: "Ben akşam olunca gelir hepsini herkes uyurken alırım." diye düşünmüş ve saymaya başlamış.. "1, 2, 4, 8, 16, 32, 64." altınları çantasına doldurmuş ve Lili ile oradan ayrılmışlar.
Akşam olmuş bütün güzellikler uykuya dalmış ama Seli uyumamış. İki tane kocaman bir çanta alıp, tutmuş altın kazanlarının yolunu. Kazanları bulduktan sonra başlamış çantasına doldurmaya. Kimsenin kendisini görmediğini düşünse de bulutlardan biri tüm her şeyi gözleriyle görmüş ve hemen diğer bulut arkadaşlarına anlatmış ve Seli için bir sürpriz hazırlamışlar.
Seli çantalarını ağzına kadar doldurmuş, tam sürükleye sürükleye götürüyorken; bulutlar bir araya toplanmış, başlamış şimşekler çakmaya. Seli' nin üzerine yağmurlar yağdırmışlar ve nereye koşarsa koşsun yağmur bulutları hep üzerinde yağmurlar yağdırıyormuş. Kocaman bir ovada koşmaktan yorulan ve sırılsıklam ıslanan Seli, yaptığının kötü bir davranış olduğunu anlamış, altınları kazanlara boşaltmış ve herkesten özür dilemiş..
Sabahın ilk ışıklarında kuşlar cıvıldamaya başlamış, bulutlar yağmur oluşturmuş; güneş toprağı ısıtmış, toprağı mutlu etmişler... Ve o sabah bir karar alınmış, insanlar artık yağmurlardan sonra gökkuşaklarına dokunamayacakmış.
Serap Yılmaz
Bir varmış, bir yokmuş..
Bulutlar, bir ilkbahar günü toprak henüz yeni yeni ısınmaya başladığında bitkilerin çok susadığını düşünüp bu duruma bir hayli üzülüp yağmur oluşturmaya karar vermişler. Bu karar güneş için de çok mutlu bir haber olmuş çünkü bitkiler güneşi yağmurdan sonra çok severmiş: büyür; gelişir, çiçekler açarmış..
Bulutlar karar verdikleri gibi bir araya gelmişler ve başlamışlar kararmaya, şimşekler çakmaya. Uzun bir süre yağmış yağmış durmuşlar. Toprak, suya doymuş ve bunun için bulutlara teşekkür ediyormuş. Yağmurun dinmesine yakın bulutlar, birbirlerinden uzaklaşmış; güneş, o sıcacık varlığıyla ve ışığıyla, bulutların arasından görünmeye başlamış. Doğanın sevgi gösterisi birden oluşuvermiş: o, bir gökkuşağıymış.
Renkleri dünyada görülebilen en güzel renklere sahipmiş. ağaçlar, çimenler, dağlar, denizler, bulutlar, güneş... Böylesine bir güzelliğin karşısında mutlu mutlu gökkuşağını izliyorlarmış ki bir de ne görsünler! Gökkuşağının yanında bir tane daha gökkuşağı belirivermiş. Çifte gökkuşağı şöleni başlamış.
İlk çıkan gökkuşağının altında koca bir kazan altın varmış ama diğer gökkuşağının altında hiçbir şey yokmuş.. Buna üzülen gökkuşağı, hemen arkadaşına kendi altınlarından bölüşmek istediğini, onunla paylaşmak istediğini söylemiş.. Diğer gökkuşağı çok sevinmiş ve arkadaşının bu teklifini kabul etmiş.
Dünya, böylesine güzel bir arkadaşlığı izlerken birden bire doğanın içinde yürüyüş yapmaya başlamış iki arkadaş Seli ve Lili , gökkuşaklarının altında iki kazan dolusu altına rastlamış.
Seli içinden "hepsini almalıyım ve evime götürmeliyim" diye düşünürken, Lili de "bunlara benden daha çok ihtiyacı olan birisi almalı" diye düşünüyormuş.
Seli : "Bunları toplamalıyız! Bizden başkası almamalı." diyerek başlamış ceplerini, çantasını doldurmaya. Lili, altınları almak istemediğini söylemiş ve Seli'yi de uyarmış hepsini almaması konusunda ama sözünü dinletememiş.
İki arkadaş konuşurlarken olanları fark eden gökkuşaklarından biri, Seli'ye seslenmiş: "Hey! Yukarıya bak! Şimdi sen o altınların hepsini alırsan buna ihtiyacı olan diğer insanlar hiçbir şey bulamayacak." demiş.
Seli : "Evet, haklısınız güzel gökkuşağı. Ben sadece ihtiyacım olan 64 tane altını alacağım." dese de içinden: "Ben akşam olunca gelir hepsini herkes uyurken alırım." diye düşünmüş ve saymaya başlamış.. "1, 2, 4, 8, 16, 32, 64." altınları çantasına doldurmuş ve Lili ile oradan ayrılmışlar.
Akşam olmuş bütün güzellikler uykuya dalmış ama Seli uyumamış. İki tane kocaman bir çanta alıp, tutmuş altın kazanlarının yolunu. Kazanları bulduktan sonra başlamış çantasına doldurmaya. Kimsenin kendisini görmediğini düşünse de bulutlardan biri tüm her şeyi gözleriyle görmüş ve hemen diğer bulut arkadaşlarına anlatmış ve Seli için bir sürpriz hazırlamışlar.
Seli çantalarını ağzına kadar doldurmuş, tam sürükleye sürükleye götürüyorken; bulutlar bir araya toplanmış, başlamış şimşekler çakmaya. Seli' nin üzerine yağmurlar yağdırmışlar ve nereye koşarsa koşsun yağmur bulutları hep üzerinde yağmurlar yağdırıyormuş. Kocaman bir ovada koşmaktan yorulan ve sırılsıklam ıslanan Seli, yaptığının kötü bir davranış olduğunu anlamış, altınları kazanlara boşaltmış ve herkesten özür dilemiş..
Sabahın ilk ışıklarında kuşlar cıvıldamaya başlamış, bulutlar yağmur oluşturmuş; güneş toprağı ısıtmış, toprağı mutlu etmişler... Ve o sabah bir karar alınmış, insanlar artık yağmurlardan sonra gökkuşaklarına dokunamayacakmış.
Serap Yılmaz

Yorumlar
Yorum Gönder